11 Kasım 2009 Çarşamba

Nefes vatan sağolsun ...



10 Kasım'da , Nefes'i izledik eşimle beraber. Onun adını özellikle geçiriyorum ,filmin ikimizde çağrışımları oldukça farklı olmuştur sanırım ; çünkü benim için bir sahneden ibaret olan askerlik , onun için hayatının 1 yıllık gerçeği.
1 yıl ... Neler olur değil mi bu süre içinde? Hem de 20 li yaşlarda. Cem Yılmaz showunda 'en verimli çağımda askere aldılar' söylemiyle dalga geçmştir zamanında , sanki soğuk füzyonu mu buldun , ne en verimli çağı diye. Ki doğrudur , komiktir de ama ...
Asker olmak , asker annesi olma , asker sevgiliyi bekleme,asker babanın özlemiyle büyümek daha kötüsü şehitlik vs. en verimli çağ olmasa da , 1 yıl vatan için seve seve (yada zorunlulukla) feda edilse de ; bunun gereklilikleri, yani ülkemdeki askerlik süresi ve şartlarının gerekliliklerini anlatması açısından  filmi etkileyici buldum.
La vita é bella-Hayat güzeldir yıllaaarr önce izlediğim (2004 yılıydı sanırım) bir filmdi ve hala etkisi üzerimde.Schindler's List  ve piyanist de öyle. Hepsi Nazi zulmünü anlatıyordu.
Hiç yaşamadığım bir ülkenin , hiç yaşamadığım bir çağındaki gerçekleri.Benim gibi kaç milyon kişi derinden sarsılmıştır bu filmlerde değil mi ?
Ülkemin hikayesinin - sıklıkla TV'lerde '45 saniyelik' şehit haberleriyle artık uyuşmuş bünyelere bağışıklık kazandırdığından -  etkisi de bir Nazi-Yahudi hikayesi kadar etkili olması gereklidir en az değil mi ?

Nefes de bir Türkiye gerçeği , film bir çok açıdan eleştirilecektir. Henüz hiç bir yorumu okumadım. 1993 yılının Türkiyesinde , güneydoğu sınımızda yaşananları anlatan bu filmin önümüzdeki günlerde yankıları büyük olacak sanırım...

2 yorum:

Nesobaby dedi ki...

Her giden çok ağlıyormuş siz de ağladınız mı?

Adsız dedi ki...

Askerlerin , anneleriyle konuştuğu sahnede ağladım.Bir de genel olarak hüzünlü ve insanın içini acıtıyordu zaten film ...