26 Haziran 2012 Salı

Şahane Hatalar - Talih Kuşu / KİTAP

Her şey caaanım 'Ahmet Ümit' kitabımı evde unutmamla başladı. Tatilde bir şeyler okuyayım diye kitapçıdan elimde 'Şahane Hatalar' ile çıktım. Yok efendim şöyle çok satmış, böyle heyecanlıymış.


Şimdi kitabın olayı şu: Size para çıkıyor piyangodan ve sonra önünüzde hayatınızı şekillendirmek için bir sürü seçenek oluyor. Hayalinizde canlandırın, eviniz, eşiniz, hobiniz vs. neleriniz değişir yada aynı kalır?
Size habire seçenekler sunuyor kitap, seçtiğiniz duruma göre de x. sayfaya yönlendiriliyorsunuz.
Okuması çok kolay ve zevkli ammaaa 600 sayfalık kitap 15 dk'da biter mi?
Toplamda 30 sayfa okumuşumdur, hoopp kitap bitti. Ne olduğunu anlayamadım.


Bana göre değilmiş, bir kitap elimde en az 1 hafta sürünmeli. Kendimi kurguya, yazara ve karakterlere alıştırmalıyım. Böyle selam verip kaçan kitaptan hazetmedim.
Eşinizin dostunun kütüphanesinde rastlarsanız hemen alın bir okuyun ama :) demem o ki boşuna para vermeyin :)



Yazar: Heather McElhatton
Çevirmen: Dilek Belirgen Cenkçiler
Sayfa Sayısı: 632
Dili: Türkçe
Yayınevi:APRIL
Fiyatı:24 TL

24 Haziran 2012 Pazar

Çeşme günleri

Küçücük odamızın, minicik penceresi

Mutfak dolabı

Tekneyle yarışanlar

Dede bahçesinde dalından koparıp yenir

Çok sevmesem de, Çeşme'ye gelmişken ya Şevki ya Hikmet. Burada kumru katliamı yaşanıyor :o ! :)

Gölge yada güneş farketmez, denizden sonra dinlenmek gibisi yok.

Aya Yorgi gibisi de yok!

Bizim oğlanın Babylon'da yaptığı ilginç danslar :)

23 Haziran 2012 Cumartesi

İzmir'de günler geçiyor...

Uzun bir araba yolcuğuyla İstanbul'dan İzmir'e geldik geçen hafta.

Dede-torun kavuştu!

Agora'daki çocuk oyun alanına daha çok uğrayacağız sanırım bundan sonra.

Çeşme'de gündüzleri dışarılarda uyudu minnak.

Dedemiz çifçi Çeşme'de, burası da onun evinin avlusu. İçinde olmaktan en mutlu olduğum evlerden...

Yolda yürüken bu tişortle Engin'i gördü 3-4 yaşlarında bir çocuk, bize baktı baktı; yanımızdan geçer geçmez kendisinden bir kaç yaş büyük ablasına dönüp: 'O superman değildi!' dedi :) :)



Arkası yarın :)


11 Haziran 2012 Pazartesi

O gün ne giydim?

Kimilerinde sendrom olmuyor aşağıda gördüğünüz gibi, bu bebelere her gün Cumartesi :) Herkese iyi ve stressiz, pamuk gibi bir hafta olsun...






9 Haziran 2012 Cumartesi

9 aylık bebeğim neler yapar oldu?


  • 8.7 kg - 74 cm
  • Mızıldayarak, ağlayarak, gülerek istek ve düşüncelerini gayet net anlatıyor
  • Emeklemiyor, iki elinden tutunca yere sağlam basarak yürüyor
  • 1-2 saniye desteksiz ayakta durabiliyor
  • Otururken kendini öne eğip, yüzüstü duruyor; otururken ayağa kalkamıyor daha
  • 'Çirkin' olabiliyor :), 'çak' deyince elini uzatıyor. Alkış yapmayı öğretmeye çalışıyorum bu aralar.
  • Buna çok gülüyorum: Kızdığımız zaman havaya yada yere bakıyor, devekuşu gibi kafasını kuma gömüyor yani :) Kızmak dediysem, neden yemeke yemiyorsun tarzı ufak sitemler, bir bebeğe bağırmayı; sinirlenmeyi aklım almıyor!
  • Yeşil biber ve salatalık kemirmeyi seviyor
  • Pütürlü verirsem daha az yiyor, un gibi kolay yutulanları ise daha çok. Ben de pütürlü için zorlamıyorum
  • Havuzda ördeğiyle yüzmeye bayılıyor, çıkarttığımızda ağlıyor.
  • Bensiz takılmıyor, bu kötü malesef; oyun oynasa bile kendi kendine; ben etrafında olucam. Büyüdükçe geçecektir diye umuyorum
  • Akşam 19:30 - 20:30 arası yatıryor, bir kere beslenmek için kalkıyor, sabah 06:00 - 06:30 da ayaktayız. Ben de alıştım erken kalkmaya, bir gün 8'de kalksam öğlene kadar uyumuş gibi hissederim kendimi herhalde...
  • Durmadan gezsin, işi-gücü dışarısı. Şimdiye kadar 6 kere müze ziyareti yapmışız, sessiz sessiz tablolara baktı hep. Bununla ilgili ayrı post yapacağım yaşına doğru.
Fotoğraflarla Mayıs:
--İnstagram'da 'disavurum' kullanıcı adıyla varım--

Doktor kontrolünde
Anadolu Yakası'ndan Avrupaya geçerken uyuyakalan kankalar
Sırt desteğiyle ayakta durma
Girdim mi çıkmak bilmiyor :)
Sanat dostu bebek ;)

1 Haziran 2012 Cuma

GOYA Zamanının Tanığı - Pera Müzesi / SERGİ

Efetoş ile dayı ziyaretine Taksim'e gitmişken bir de müze gezdik. Pera Müzesi'nde Goya.
(29 Temmuz'a kadar gezebilirsiniz)
20. yüzyıl 'Modernizm'ini ve Picasso'yu etkilediği söylenen ressamın eserlerini görmek harikaydı. Oldukça fazla gravür de vardı, benim favorilerim yağlıboyalardı! Keşke daha fazlası olsaydı ama buna da şükür. Nasıl seviniyorum İstanbul'uma önemli ressamlar konuk oldukça!
'Savaş' sadece eski tasvirlerde kalsın, böyle şaşkın ve yabancı baksın çocuklar
Resimlerin içeriği de ayrı bir yazı konusu, dönemin zor şartları (savaş yıkıntıları arasında oynayan çocuklar gibi), sanatçının karanlık iç dünyası... 
Askercilik oynayan çocuklar
Özellikle ressamların daha mı çileli bir hayatı var, daha mı fazla sorguluyorlar, yoksa kimin hayatını didik didik etsek aynı dramatik sonuca mı ulaşırız?
Sergiden sonra Francisco Goya'nın hikayesini çok merak ettim, aşağıdaki video daha çok sanatını anlatıyor yine de güzel bir belgesel.



Son olarak bizden: Minik oğlum adına yakışır davranıyor, yeri değil ama bozmayın Müze'de 'Zeybek' oynuyor :p