31 Ocak 2013 Perşembe

Okul nasıl gidiyor?

Eveeett 1. dönem bitti bile.
Çok memnunum okullu olmaktan, beklediğim şekilde pek çok şey öğrendim ders çalışırken.
Sınav stresi yaşamak, ders çalışmak için zaman yaratmak, sonuçları beklemek. Heyecanlı ve zorlu bu süreç bana 1 tane geçemediğim ders olarak geri döndü ama geri kalanlar tamamdır!
Notlarım şöyle:

Siyasal Düşünceler Tarihi  : 56
Sosyolojiye Giriş 1            : 72
Felsefeye Giriş                  : 56
Sosyolojide İstatistik         : 38
Psikolojiye Giriş 1             : 56

Çalışmaktan pek de zevk almadığım ders Felsefe oldu. Sakin kafa ile, sindire sindire okumak gerekiyordu ders notlarını çünkü. Töz, madde, idea, Descartes vs. Neyse ki Felsefe'den geçmişim, ohhh...

İstatistik ise daha önce de başıma bela olmuştu, yine önümüzdeki senelere benle beraber gelecek. Neyse nazar boncuğu olsun...

Şimdilerde elimde Platon'un 'DEVLET' kitabı var. Hazır ders çalışmam gerekmiyorken bölümümle ilgili bir şeyler okuyorum.
Kitap konusunda önerileriniz olur da paylaşırsanız sevinirim.

30 Ocak 2013 Çarşamba

Yeni iphone bağımlılımız: VINE

Ben bu blogu yıllar önce açarken 'Aman da paylaşmayı ne kadar çok seviyorum, birilerine sesimi duyuraym' diye düşünmüştüm. İçimdeki duyguları da hiç saklayamayıp, yansıttığüm için kendime 'Dışavurum' ismini seçmiştim.
Aradan 4 sene geçti, Facebook, Twitter, Instagram falan derken sevgisini, nefretini, görgüsüzlüğünü, samimi hislerini paylaşmayan kalmadı. Herkes dışavuruyordu yani artık :)

Twitter yeni bir uygulama çıkarttı bugünlerde, adı: Vine. Sadece Apple kullanıcıları tarafından ulaşılabilir. 
İnstagram'ın videolu hali. 6 saniyelik videolarınızı paylaşabiliyorsunuz.
Birbirimizin hayatını didik didik etmeye devam yani :) Merak ederseniz ben 'Seda Asolar' olarak varım.

Iphone'niz yada Ipad'ınız varsa Vine uygulamasını ücretsiz olarak indirebilirsiniz.


Sevgililer Günü için DIY onerileri

Aşağıdaki fikirlerden birini bu sene yapacağım.
Evde sevgilisi için süpriz hazırlamak isteyenlere öneriler:









28 Ocak 2013 Pazartesi

Efe ve köpek sevgisi

Sokakta bilmediği hayvanları yakından sevmesine izin vermem, çünkü aşıları var mı bilemem, saldırgan huylu mu emin olamam vs. Ama hep kedileri, köpekleri, kuşları, tavukları, koyunları yani yolda karşımıza çıkabilecek her hayvanı uzaktan sever, takip eder oğlum. Köy ve şehir karışımı bir muhitte yaşadığımız için de yolda tavuk ve kuzu görmek, kedi-köpek görmek kadar doğal bizim için. Bir gün o fotoları da toparlar paylaşırım.

Bugünkü konumuz bizim aile dostlarımızın sıcak kanlı, oyuncu köpeği PATİK.
Patik 4 yıldır aynı ailede, bakın daha minnacıkken kucağımda:



Aradan yıllar geçip bu minnak Golden Retriever büyüyünce de boyut farkı oğlumla aralarında bu şekilde :)



Golden'ler çocuklarla en iyi anlaşan köpek cinslerinden biri.Gidip gidip sarılıyor, seviyor bizim oğlan. Patik de bu durumdan rahatsız değil. İki masum canlının sımsıcak hisleri, fazla mı romantik oldu bu cümle bilmiyorum ama sevmek böyle mıncık mıncık olunca güzel bir şey bence de :)


21 Ocak 2013 Pazartesi

Evde ekmek yapımı

Evet evde ne yapılabiliyorsa dışarıda satılan, bana anlatın kendim yapacağım! Çalışma rutininden, ev yaşamına geçiş yaptığımdan mıdır, Efe doğduktan sonra yediğimiz besinlere dikkat etiğimden midir bilinmez yoğurt, meyve suyu, salça, reçel, aşure... evde neler yapmadım neler.

Ekmek ise bir harika oldu. Evde ekmeğinizi kendiniz pişirmek isterseniz ihtiyacınız olan en önemli şey zaman. Çünkü mayalanması ve pişmesi yaklaşık 2 saati buluyor.


Gelelim malzemelere:

  • 1 adet yaş maya
  • 1 kg. tam buğday unu 
  • 1/3 çay bardağı zeytin yağı
  • 1 kaşık tuz
  • 1 kaşık şeker
  • 1 çay bardağı süt
  • Alabildiği kadar ılık su
Un tuz ve şeker koyduğumuz kabın ortasına mayayı yerleştiriyoruz.

Ilık su, süt ve zeytin yağını ilave edip, kulak memesi kıvamından bir tık daha sert hamur elde edene kadar yoğuruyoruz.

Hamura şekil verip, ince bir süzgeç yardımıyla azcık unlayıp, üzerine bıçakla istediğimiz gibi çizik attıktan sonra 50 derece fırında yarım saat kadar hamuru dinlendiriyoruz.

180 derece fırında yaklaşık 45 dakika ekmeği pişiriyoruz. Dış kabuğu sertleşmiş mi diye kontrol edebilirsiniz arada açarak.

Pişmeden önce hamurun İçine zeytin, ceviz, baharat, kuru domates ne isterseniz atabilirsiniz fark tatlar için.

Malzemeden eminsiniz ve temizliğinden, yapımı da zor değil; e o zaman ev yapımı ekmeğiniz afiyet olsun!

20 Ocak 2013 Pazar

Nikola Tesla hakkında kısa bilgi

Ben TESLA ile ilgili ne haber, bilgi, film görsem hiç kaçırmam okurum, izlerim, araştırırım.
LOST izlediğim zamanlar Philadelphia deneyi ve Nikola Tesla ile ne kadar çok şey araştırmıştım.
Karşıma bu video çıkınca sizlerle paylaşmak istedim



Christopher Nolan'ın yönettiği THE PRESTIGE filmi'ni izlemeyen varsa da izlemenizi öneririm, Christian Bale ile, konusuyla, süprizleriyle harika bir filmdi.

İyi pazarlar.

18 Ocak 2013 Cuma

Kışın Hayvanat Bahçesi gezilir mi? / DARICA HAYVANAT BAHÇESİ


Hava bugünkü gibi 10 derece civarlarındaysa çok da güzel gezilir.
Biz oğlumla öğlen DARICA HAYVANAT BAHÇESİ'ne gittik.
Sosyetenin meşhur hatunlarında Süreyya Yalçın'ın merhum babası FARUK YALÇIN'ın kurduğu, doğa ve hayvan sevgimizin tavan yaptığı yere.

Efe daha içeri girer girmez burada değişik şeyler göreceğini anladı, ifadeye bakın :)



Gezdiğim hemen her yer tertemizdi, ara ara kokan bölümler vardı ama o kadar olsun.
Görevliler çok ilgiliydi, 'aslan'ı gördünüz mü, penguenler şu tarafta gibi' bizi yönlendirdiler.
Hayvanlar da insanlara alışmış, hepsi yakınımıza geldi, poz verdiler bana sanki.










Bak evladım buna 'AYI' derler, ayılar bizleri ÇOK severler :)


Hala FARUK YALÇIN DARICA HAYVANAT BAHÇESİ'ni görmediyseniz çok şey kaçırıyorsunuz.
Biz aile kart aldık yıllık sınırsız giriş hakkımız var eşimin, benim ve Efe'nin hem de 60 TL'ye!
Darıca Hayvanat Bahçesinin giriş ücretleri şöyle:

  • Yetişkin: 15.00 TL
  • 5-17 Yaş Arası: 10.00 TL
  • 0-4 Yaş Grubu: ÜCRETSİZ
  • %40 Engelliler: 5.00 TL
  • Er/Erbaş: 2.50 TL
  • Yetişkin Tur Girişi: 12.50 TL
  • Öğrenci Tur Girişi: 7.50 TL
  • 65 Yaş Üzeri: 5.00 TL

Biz çok seviyoruz hayvanat bahçesi gezmeyi.

İZMİR DOĞAL YAŞAM PARKI gezimiz için buraya 

POLONEZKÖY COUNTRY CLUB içindeki hayvanat bahçesi gezimiz için buraya tıklayabilirsiniz.

17 Ocak 2013 Perşembe

1.5 yaşındaki bebekle ne oynanır?

Öncelikle bu yazıyı hem size kendimin ne yaptığını anlatmak için, hem de başka annelerden fikir almak için yazıyorum.

Ben çocuğuyla dağ-bayır, sergi-müze gezen bir anneyim biliyorsunuz. Evde ise Televizyonu açmıyorum, he arada sıkılıp tabiki izlediğim oluyor ancak gündüz kuşağında zevk alarak izlediğim hiçbir program yok, Baby TV'deki çizgiler de bana çok gerekli gelmiyor. Efe de çizgi film nedir bilmediği için zaten benden bu yönde bir talebi yok. Aklı erip, arkadaşlarından Pepe, Örümcek Adam vs. duyarsa mecburen seyrettiririz tabi. 

Havalar kötü, dışarı çıkma sayılarımız sınırlı; peki biz 17 aylık oğlumla evde neler yapıyoruz?

  • Sabah kalkınca mutlaka güler yüzle ona günaydın diyorum, yeni bir gün başladı bugün şöyle yapıcaz, böyle yapıcaz diye günlük planı anlatıyorum.
  • O salonda oyuncaklarla oyalanırken (max. 10 dk) kahvaltısını hazırlıyorum ve yediriyorum.
  • Arabalarını 'vıuuu' gibi sesler çıkararak yerde ve koltukta ilerletiyoruz.
  • Topları atıyoruz yere ve atarsak 'attı', düşerse 'düştü' diyoruz. (İkimiz de bunları diyoruz yani:) )
  • Plates topum var onun üzerine oturtup zıplatıyorum yada göbeği topun üzerindeyken ileri geri hareket ettiriyorum topu
  • Lego ile oynuyoruz (BİM'den almıştım 10 TL hem de kamyonla beraber :) ) büyük parçalı legolar ama, küçükleri henüz almıyorum yapamayıp üzülmesin diye. Lego renklerini de ona söyleyerek parçaları takıyoruz.
  • İçiçe geçen küpler var, onlarla 3-4 aydır çok keyif alarak oynuyor. Yemek yedirirken de rüşvet olarak o küpleri eline verdiğim doğrudur.
  • Oyuklu kaba, şekiller atıyor. Nasıl kurdum ama cümleyi? :) Oyuncak bu:
  • Resimli kitaplara bakıyoruz, hayvanların, nesnelerin ismini söyleyip; onların çıkardığı sesi taklit ediyoruM :) Bazı hayvanları Efe seslendiyor -kedi ve köpek-
  • Müzik açıp dans ediyoruz
  • Mutfak verandamıza dadanmış kedilere artmış yemeklerimizden veriyoruz ve sonra o kedileri izliyoruz. Kediler de alıştı bize, yemek istemek için camın önünde şov yapıyorlar, Efe o sırada mest oluyor.
  • Mutfak gereçlerinden tehlikeli olmayanları veriyorum ve gözetimimde onlarla oyalanıyor, formlarını keşfetmeye çalışıyor. Çırpıcı, leğen, tahta kaşık, sürahi gibi...
  • Spagetti/Çubuk makarna yemeyi de çok seviyor, oyun gibi ona upuzun makarnaları ellemek, hüpletmek.
  • Biten kağıt havlunun silindir rulosunu dürbün olarak kullanıyoruz. Tek gözünü kapatıyorum, diğer gözü ile rulodan bakıyor.
  • Takla attırıyorum ama başını yere değdirmeden. Kulak sıvısı ve dengesi için her gün takla atması gerekliymiş.
  • Sağ eline ve ayağına salyangoz çizdik zararsız boya ile, hani sağ elindeki salyangoz diyoruz gülerek bakıp gösteriyor. Sabah çizdik, gün içinde hep uyardık sağ elindeki salyangoz diye, akşam hiç şaşırmadan sağ elini gösteriyordu sorduğumuzda. Sağını-solunu öğretmek için çok iyi bir yöntem.
  • Eşya saklıyorum ama çok kolay yerlere, onları bulmaya çalışıyor. Dikkatini çok toplayamadığı için 5 saniyede bulabileceği yerlere saklıyorum.
  • Yakalmaç oynuyoruz, çok heyecanlanıyor kaçarken :)
  • Kaşkolunun bir ucundan o, diğer ucundan ben tutuyorum yavaşça kendime doğru çekiyorum.
  • Uyduruk bir melodiyle şarkı söylüyorum 'da daaa, ba baa, ca caaaa' gibi, o da aynı melodiyi benim çıkardığım seslere benzer şekilde taklit ediyor.
  • Kasenin içine su koyuyorum ama çok az, alçak bir sehpamız var onun üzerinde o suya elini sokup, çıkarıyor, döküyor.
  • Bakliyat dolabından poşet içindeki baklagiller ile oynamayı seviyor. Eline alıp onları mıncıklıyor.
  • Onun göremeyeceği bir yere saklanıp, birden ortaya çıkıyorum. Allahım heyecanı, coşkuyu göreceksiniz :)
Efe enerji patlaması yaşayan çocuklardan değil. Bu sebeple çok aksiyonlu oyunlar bizlik değil, genelde oyunlarımız sakin. Ve lafımı dinlediği için sabrımı zorlamıyor, onunla bir arada zaman geçirmek bu sebeple kolay ve keyifli.
Hem ev işi yapayım hem Efe'ye konsantre olayım dersem ne oyunumuz zevkli oluyor ne de benim halim kalıyor. Benim için ev işi 2. planda, yerler kirli olabilir, ortalıkta oyuncaklar dağınık bir görüntü oluşturabilir yeterki Efe günü mutlu bitirsin.
Anne ve oğul evde yanlız kaldığımızda günler böyle geçiyor.

Dışarı çıktığımızda nerelere gidiyoruz? Arkadaşlarıyla oyunları nasıl geçiyor, akrabalarıyla ilişkileri nasıl ayrı postlarda bunları da yazacağım.

Bizi izlemeye devam edin :)

15 Ocak 2013 Salı

Kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı

Pek de neşeli uyanmadım ve her zamanın aksine bu sabah kahvaltı edesim geldi. Omletle.
Keyfimin yerine gelmesi için daha iyi bir yöntem bulamazmışım.
İşte benim küçük moral düzeltme fotoromanım.













14 Ocak 2013 Pazartesi

Golden Globe 2013 / 70. Altın Küre Ödülleri


Eveett Oscar habercisi denilen 70. Altın Küre Ödülleri bugün sahibini buldu.
Bakalım Golden Globe 2013 kazananları kimler?

En iyi film: ARGO
En iyi yönetmen: Ben Affleck
En iyi erkek oyuncu: Daniel Day-Lewis (Lincoln)
En iyi kadın oyuncu: Jessica Chastain (Zero Dark Thirty)



En İyi Dizi (Drama):  Homeland


En İyi Dizi (Komedi-Müzikal): Girls


En İyi Mini Dizi: Game Change

11 Ocak 2013 Cuma

Spring Summer Fall Winter ... Spring / KİM Kİ DUK

Öyle kolay anlatılacak bir film değil bu.
Sanat Notları bana bir kaç sene önce izlememi salık vermişti, çok beğendiğini; özellikle görsel olarak ne kadar başarılı bulduğunu biliyordum.
Aksiyonsever sinema izleyicileri için oldukça sıkıcı geçecektir vakit. Ancak siz Avrupa Sineması sevenlerden, Kore filmlerine alışıklardan, festival dönemi işten izin alanlardansanız ya zaten bu filmi izlemişsinizdir yada listeye almışsınızdır.

Su gibi aktı zaman izlerken, bittiğinde öyle kalakaldım. Düşünmek ne kadar güzel, izlediğiniz bir filmin üzerine...
Bir ömüre kaç kişilik sığdırıyoruz, şartlara göre davranışlarımız değişiyor, çocukluk -aslında en acımasız olduğumuz dönem- ve öfke, sabır, erdem... Üzerine düşünecek çok şey var ve iyi ki Kim Ki Duk var.
Yönetmenin 'Boş ev' filmi de çok çok güzeldi. Üzerinden onca zaman geçti hala etkisi vardır.

Güney Kore'nin Gangnam Style'ından başka hazineleri de var :)





IMDB puanı: 8.1

10 Ocak 2013 Perşembe

Günün yemeği: PORTAKALLI PIRASA

Ben de pırasa sevmeyenlerdenim çoğunluk gibi. Ancak iki türlü pişirilen pırasaya ba-yı-lı-yo-rum!

1. Yemekbahane'deki bu tarif

2. Zeytinyağlı portakallı pırasa

Size 2.'nin nasıl pişirildiğini tarif edeceğim, bilen biliyordur zaten. Denememiş olana da tavsiye ederim. Çünkü pırasa çok çok faydalı bir sebze.
Pırasanın faydaları:
Kan yapar, sindirimi kolaylaştırır, böbrek taşı düşürmeye yardımcı olur, anne sütünü artırır, kansere karşı korur.

Bir pırasa bu nihayetinde, daha ne yapsın bizim için?

Malzemeler:

Yarım kilo pırasa
2 havuç
1 orta boy soğan
3 büyük portakal
1 fincan pirinç
Yarım çay bardağı zeytin yağı

Soğan ve havucu zeytinyağında 3-4 dakika kavurun

Üzerine pırasayı ekleyip, 5 dakika daha kavurmaya devam edin.

Yumuşayan sebzelerin üzerine portakal suyunu dökün ve 15 dakika pişirin sonra pirinci ekleyin bir 15 dakika daha pişsin. (Arada kontrol edin, suyunu çektiyse biraz daha portakal suyu ilave edebilirsiniz)

İşte bu kadar, pişen yemeğinizi soğuduktan sonra afiyetle yiyebilirsiniz. 
Şifa olsun :)


9 Ocak 2013 Çarşamba

Evde lahana turşusu yapımı

10 dakikada yapılabilecek kadar kolay bir şeymiş turşu kurmak.


Malzemeler:

  • Lahananın sert olan iç yaprakları
  • 3 adet havuç
  • Bir avuç nohut
  • 20 yemek kaşığı kalın tuz
  • 7 diş sarımsak
  • 1 çay bardağı sirke
  • yarım çay bardağı limon
  • 3 litre içme suyu
  • 5 lt. bidon
Bidonun dibine nohut ve sarımsakları koyun.

Üzerine lahana ve havuçu ekleyin.

Bir kenarda su ve tuzu karıştırın. Lahanaların üzerine tuzlu su, limon ve sirkeyi dökün.
(Acı olsun isterseniz içine istediğiniz kadar süs biberi de atabilirsiniz)

Bidonun ağzını sıkıca kapatın, içindekleri bir kaç kere çalkalayın.

10 gün sonra turşunuz yenmeye hazır.
Afiyet olsun.