25 Nisan 2013 Perşembe

Beyoğlu Turu

Bu haftasonu canım-ciğerim arkadaşım Sanat Notları ile ailecek bir 'Beyoğlu Turu'na katıldık.

Turda yaklaşık 20 kişi olacaktı, çocuklarımızı muhtelif akrabalarımıza emanet edip biz de o grupta kendimize yer bulacaktık ancak son dakika aksiliği ile biz Efe'yi abime bırakamadık. Olsun dedik eşimle, Efe'yi de alalım yanımıza, baktık zor oluyor, o noktada biz ayrılırız gruptan eve döneriz. İçimden biliyordum ama Efe'nin sorun çıkarmayacağını.

Sabah 9'da Taksim Anıtı'nın önünde buluştuk. Su Deposu, Anıt, Maksim, AKM hakkında detaylı bilgiler edindikten sonra Sıraselviler'e doğru yürümeye başladık. Bilirsiniz Selvi mezarlıklarda sık görülen bir ağaçtır ve Sıraselviler de bir dönem mezarlıkmış. Ermeni Okulları, Fransız Liseleri derken İstiklal'e çıktık ve Galatasaray Lisesi'nden aşağı İtalyan Lisesi'nin sessiz sokağına kadar yürüdük. Oradan aşağı Karaköy'e indik ve Rus kiliseleri, Türk Ortodoks ibadethaneleri, Yeraltı Camisi ile çok kültürlü İstanbul-Beyoğlu Turu'nu tamamladık.

Benim için çok keyifli bir gündü, yorgunluktan sızlayan bacaklarımı saymazsak! Engin son saat yan çizmeye başladı 'bitmiyor mu' diye ancak Efe sonuna kadar topluluğa uydu, çoğunlukla elimi tutarak yürüdü, uykusu geldiğinde bebek arabasında sızdı, diğer insanlarla iletişime geçti yani 19 aylık bir bebek olarak elinden gelenin en iyisini yaptı :) -O minik erkek benim en iyi arkadaşlarımdan biri-













24 Nisan 2013 Çarşamba

Sapanca Gölü

Geçtiğimiz hafta sabah erken bir saat evden Maşukiye'ye diye çıktık, sapağı kaçırınca baktık Adapazarı'na doğru gidiyoruz bari 'Sapanca Gölü'ne gidelim dedik.

Kendimiz için bir piknik sepeti hazırlamıştım, örtümüzü serip üstünde romantik romantik kahvaltı edecektik...

Sapanca'ya doğru giderken trafik polisi çevirdi bizi, dönülmez yerden U dönüşü yaptığımız için.  Memur Bey 'Ehliyet-ruhsat' dediği an bizim arabanın içinde şimşekler çaktı. 
Engin'den fısıltıyla karışık bir ses 'ben cüzdanı almadım!', 
kafalar bana döndü 
'ben de almadım'. 
Dımdızlak çıkmışız yola, ama yanımızda reçel, peynir falan var yani, onlar unutulmamış.

Neyse paşa paşa cezamızı yedik. Sonra arabanın her köşesinde para aramaya başladık. Çantalar, mont cepleri her yer kontrol edildi ve 6 TLmiz olduğunu görüp sevindik. -mutluluk- Bir heves Fırından 2 simit aldık ve geri kalan parayı da Efe'ye süt ve muz almak için ayırdık. Allahtan arabada benzin vardı.

Nihayetinde Sapanca Gölü kenarına çektik arabamızı, açtık piknik sepetimizi. 
Belki de o gün, o civarda yediklerinden en çok keyif alan ve kıymetini bilen bizdik, bir de kedi...





Kediye yılışma :)




11 Nisan 2013 Perşembe

Çocuk yetiştitirken okuduğum kitaplar

Daha hamile olduğumu öğrendiğimde başladı onu beslemeyi, korumayı, büyütmeyi nasıl daha doğru yaparım diye okumalarım. Her anne de çocuğu için en güzelini zaten şüphesiz. 

Fikrine güvendiğim akademik yönü olan insanların önerilerini okumayı seviyorum.
Pek çok kitap aldım çocuk yetiştirme ama 2 tanesi benim için doyurucu, doğru ve rahatlatıcı bilgilere sahipti.
Onlar sayesinde bazı sorunlarım çözüm buldu, bazı problemler de hiç başgöstermedi çünkü önlemini aldım.
He hiç mı sıkıntı yaşamadık? Çoookkkk. Çocuğun iştahsızlığına, mikrop kapmasına/hastalanmasına vb. zorluklara kitaplar çare bulamıyor çünkü.

Şimdi gelelim benim için en iyi 2 kitaba:


  1. Hamileliğinizde sizi neler bekler?
Birazdan devamını da getireceğim serinin ilk kitabı. Friends'te Rachel bile bu kitabı okuyordu -canım benim- :)

2. Bebeğinizin ilk yılında sizi neler bekler?

Lohusalıktan, emzirmeye, annelik hislerinden, hastalık tanımlarına kadar hemen her soru ve ihtiyacınızı karşılayacak harika bir 'ilk yıl başvuru' kitabı. Kendisi benim 'ebeveynim' gibiydi desem abartmış olmam :)

3. Çocuğunuz büyürken sizi neler bekler?

1 yaşını bitiren çocuğunuzun bundan sonraki bir kaç yılı için daha size rehberlik ediyor. Yine harika.

Bu 3 kitaplık seri bebeğin aylarına göre bölümlere ayrılmış olduğu için, her ay 10-15 sayfa okumanız yeterli oluyor.

4. Harika çocuk nasıl yetiştirilir?
Açıkçası başlığı bana pek sevimli gelmedi. Çok iddialı ve anne üzerinde de baskı yaratıyor bence. Tamam çocuklarımız iyi olsun, hoş olsun da, 'harika' nedir?

Bu kitap 'Montessori' felsefesini anlatıyor. Sade ve net. Montessori'ye ilgi dıuyuyorsanız ama uygulamaya nereden-nasıl başlayacağınızı bilmiyorsanız çok iyi bir rehber. Evi çocuk için nasıl uygun hale getirirsiniz, ona nasıl davranmalısınız, özgüveni nasıl gelişir, oyuncakları nasıl olmalı, nasıl oyunlar hazırlayabilirsiniz gibi pek çok sorunun cevabı var.
Ben Montessori yöntemini doğru buluyorum ve elimden geldiğince uygulamaya çalışıyorum. 
Bu kitap beğenisi diğerlerinden daha öznel bir seçim bu noktada.

9 Nisan 2013 Salı

İzmir günleri

Yine 1 haftalığına İzmir'e kaçmıştık. Hem Efe akrabalaryla vakit geçirdi hem de dede ile babaanne hasret giderdi. 
Vizelerim öncesi biraz ders çalışırım dedim ama sorunlu internet bağlantısı bu planımı bozdu. Olsun, önemli olan finaller, bu dönemki dersler baya güzel zaten, fırsat buldukça notları ilgiyle okuyorum. Favori dersim 'Uygarlıklar Tarihi'. 

İzmir'deyken bir tiyatro oyununa gittik kayınvalidemle. Bu 3. kez İzmir Devlet Tiyatroları'na gidişimdi. Oyunun adı 'Halktan Biri'. Amerikan başkanına nahoş mektuplar yazan vatansever bir Amerikalı'yı ve onunla sık sık konuşmaya gelen 'Ajan'ı konu alıyordu. Kurgu'yu da, oyunculukları beğendim, izlenebilir bence...

Bir Cuma akşamı da, eşimin çocukluk arkadaşı Nur ve ben kızkıza eğlendik. Önce Kordon'daki Manje'de bir şeyler yedik, muhabbetin dibine vurduk :) Sonraa.. Gazi Kadınlar ne güzel bir sokakmış! Asmalı Mescit gibi. Tren, Öküz, Enişte, Jackie's... Hepsini gezdik, en çok Öküz'ü sevdim.

Çeşme'ye, eşimin köyüne gittik. Efe yine büyükdedesinin traktöründen inmek istemedi. Büyükdedemizin bahçesine gittik, limon, portakal, mandalina ağaçlarının çiçekleri o kadar güzel kokuyordu ki, tüm bahçeyi sarmıştı mis gibi. O güzelim bahçe de zamana yenik düşüp bir gün beton olacak biliyorum... Bunu düşünmek bile çok üzücü... İçinde tarım yapılan alanlar korunsa, -fazlaca- desteklense, bunun için özel kanunlar çıksa keşke...

Alaçatı Pazarı'na gittik. Tanesi 50 kuruştan bir sürü çiçek aldım bahçeme ve saksılarıma. Limon Ağacı aldım kapı girişine koymak için, bir de cherry domates. Hemen ektik hepsini Engin'le. Domatesler bir an önce meyve versin de yiyelim diye bekliyorum.

İstanbul'a gelince kendi rutinimize döndük. Efe yoğun ilgi sonrası 'biraz' şımarmış olarak hayatına devam etmek istiyor. Yemek yerken püskürtmek, istediğinin hemen yapılması gibi. Bir kaç gün içinde iki kişilik dünyamıza adapte olmasını umut ediyorum :)

Vizelerim dün başladı. Koskoca İstanbul Üniversitesi 'online sınav' uygulamasında yine başarısız oldu. Daha doğrusu yanlış teknoloji şirketi ile çalışmanın kurbanılar. Hepi topu 10.000 kişi var aynı anda sınava giren ancak sisitem çöküyor her seferinde.
Vs. vs.

7 Nisan 2013 Pazar

Lezzet Durağı 1. İstasyon / FERHAT BÜFE - İZMİR

Yemeyi içmeyi sevmeyen insan yoktur herhalde.
Ben o güruhun en ön saflarında yer tutan bir neferim :)

İzmir'e her gidişimde uğradığım, kendi halinde bir balıkçı dükkanı var. 
Orada balık ekmek yiyip, yanına da şalgam suyu içmenizi tavsiye ederim.
Ancak bilin ki buraya haftasonu giderseniz yarım saat kadar sıra beklemeniz kaçınılmaz.

FERHAT BÜFE

Adrs: Mithatpaşa Cad. No:168/A , GüzelbahçeTlfn:    0232 234 60 64
Yol tarifi: İzmir'den Çeşme'ye Otoban'dan değil de eski yoldan giderseniz, balık halinin girişinde Ferhat Büfe'yi göreceksiniz. Ayrıca o yolda radar var, hızlı gitmemeniz konusunda da uyarayım ;)

yaz-kış SARDALYE balığı pişiriyorlar

Bu da yeni yazı dizisinin ilk ayağı olsun o zaman!

2 Nisan 2013 Salı

-kısa süreli- Parmak Boyası maceramız

Efe'nin eline pastel ve kuru boya veriyorum ama pek de zevkle çizim yaptığını söyleyemem. (19 aylık)
Sinem'in 'iyi düşün' uyarılarına rağmen :) 'parmak boyası' satın aldım, amaaannn ona eğlence, bana heyecan oldu.
O minicik ve bolca boyalı parmaklar ne koltuk bıraktı sürülmedik, ne de kapı. Yavrum benim, amacı alakasız yerleri boyamak değildi ama bilmeden ellerini sağa sola sürdü. Böylelikle parmak boyalar hayatına girdiği hızla, hayatından çıkmış oldu. :)




Benim kolumun hali